24 Şubat 2013 Pazar

Tim Show Center, Rus Devlet Balesi


Tim Show Center Türker İnanoğlu'nun 2005 yılında hayata geçirdiği bir proje. Merkezde 1800 kişilik bir gösteri, dört sinema, birer tiyatro ve toplantı salonu, cafe, bar, restaurant, 600 araçlık bir otopark bulunuyor. Mekan yılda 450 bin kişinin ziyaret ettiği bir eğlence ve kültür merkezi.


Dün gece bu merkezde Avrupa'nın en iyi bale topluluğu Rus Devlet Balesi'ni izledik. Otuz kişilik grup sahnede on ayrı bale eserinden bir kolajla karşımızdaydı.


Girişi Kuğu Gölü'yle yaptılar. Şehrazat, Esmeralda, Karnaval Dansı, Fındıkkıran, Harlequinade, Lady ve Holigan, Karabaş Tiyatrosu gibi eserlerden bölümler sergileyip, yine Kuğu Gölü ile iki perdelik gösteriyi bitirdiler.



Cuma günü gösteriye bilet bulamadık, Cumartesi 1800 kişilik salon yine doluydu. Topluluk Pazar günü son iki gösterisini yapacak. Kolaj eserlerin seçimi başarılıydı, kostümler harikaydı. Sanatçılar neden bol ödüllü olduklarını çok iyi sergilediler ve bol alkış aldılar.




Bilet fiyatları 100,80,70,50 olarak belirlenmiş. Tim Show Center Büyükdere Caddesi'nden, Maslak'tan Sarıyer'e doğru giderken, İTÜ Kampüsü'nü ve askeri bölgeyi geçtikten sonra sağda.


23 Şubat 2013 Cumartesi




İstanbul deyince aklıma martı gelir
Yarısı gümüş, yarısı köpük
Yarısı balık, yarısı kuş
İstanbul deyince aklıma bir masal gelir
Bir varmış, bir yokmuş...

Bedri Rahmi Eyüboğlu

3 Şubat 2013 Pazar

Kahve Bisküvi Kardeşliği


Doktorumun sözünü dinliyorum, bir haftadır abur cubur yemeyi bıraktım, ama Pazar ödül günüm ve kahvemin yanında iki bisküvi yiyebilirim. İstanbul bugün güneşli, sanırım lodos yüzünden, hava çok güzel ve biraz balkon keyfi yapma niyetindeyim. İstanbul'un her mevsimini seviyorum ama baharı özledim. Şimdi kahvemi yudumlayıp güzel havayı içime çekme zamanıdır.

31 Ocak 2013 Perşembe

Yağmurun Prensesi


Gecenin sessizliğinde gözlerimi kapıyorum
Yüreğimdeki yağmurun fıısıltasında seni duyuyorum
Binlerce karanlık yağmurlu geceyi düşünüyorum
Gökyüzünün ani parıltısında yüzünü hayal ediyorum
Çelik gülüm , ışığını ver bana

Tüm ihtiyacım sensin , yüreğimin haykırışını duy
Bana yağmurunun kokusunu ver
Gözyaşlarıma dokun ve acımı yok et
Bana kalbinden bir melek gönder şans için

Sonsuza dek yağmurunu ver bana , yağmurun prensesi
Sonsuza dek , yağmurun prensesi...


http://www.youtube.com/watch?v=6uKUyjxjT1Y

28 Ocak 2013 Pazartesi

Her Rolün Adamı Johnny Depp


Asıl adı John Christopher Depp ve canlandırdığı renkli, farklı karakterler nedeniyle onu çok seviyorum.


Depp oniki yaşında gitar çalmaya başlar ve on beş yaşında müzisyen olmak için okulu bırakır. Anne babasının boşanması, 1983'te yaptığı evliliğindeki sorunlar müzik kariyerini kötü etkiler.


Nicolas Cage ile tanışmasıyla tv ve sinema kariyeri başlar. Çalkantılı özel hayatına rağmen sinema kariyerinde yükselir. Kesin olan bir şey varsa yönetmen Tim Burton ile tanışması kariyeri için dönüm noktası olmuştur.

Tim Burton yönetmenliğindeki filmleri:

1990-Makas Eller (yüreğe dokunan bir öyküdür)
1994-Ed Wood (eşcinsel bir film yönetmeni rolünde)
1999-Hayalet Süvari (bugün bile arşivimden çıkarıp sık sık izlerim)
2005-Charlie'nin Çikolata Fabrikası (öyle bir fabrikayı gezmek isterdim)
2007-Sweeney Todd (bir katil ancak J.D olursa sevilebilir)
2010-Alice Harikalar Diyarında (görselliği muhteşem bir masal)
2012-Dark Shadows (J.D vampir olursa)


Tim Burton yönetmenliğinde çevirdiği filmler dışında; Chocolat, The Man Who Cried, From Hell, Secret Window, What's Eating Gilbert Grape, Benny and Joon filmlerini de çok severim.


Araştırmaya göre (Empire Dergisi, 2010) dünyada bir milyardan fazla fanı olan, 2007'de Hollywood'un en yakışıklı listesinde elli kişi içinde birinci, 2003 ve 2009'da (People Dergisi) en seksi erkek.


Yardımseverliğiyle de tanınan Depp, bir kaç kez Oscar'a aday gösterildi ama henüz alamadı. 2008'de Sweeney Todd ile Altın Küre'yi kazandı. En son Karayip Korsanları filminden aldığı 55 milyon dolar ile şu an en çok kazananlar listesinde. Bu arada filmlerinde birlikte oynadığı kadın oyuncular arasında, kimyaların hiç tutmadığı oyuncunun Angelina Jolie olduğunu söylemeden edemeyeceğim.

Not: Sayfadaki çizimler bana aittir.

26 Ocak 2013 Cumartesi

Pi'nin Yaşamı


Bir yük gemisi batar, sadece bir zebra, sırtlan, orangutan, Bengal kaplanı ve onaltı yaşında bir Hintli çocuk kurtulur. Pi bu dört hayvanla okyanusta bir filikadadır ve hayat mücadelesi başlar. İzlemek isteyenler olacağı için fazla ipucu vermeyeyim. Film Yann Mantel'in romanından uyarlama, okumak isteyenler İnkilap Kitabevi yayınlarından bulabilir. Filmin yönetmeni Ang Lee, Hintli çocuk Pi'yi canlandıran Suraj Sharma oldukça başarılı ve öykü yüreğe dokunan, fantastik biraz da trajik. Sinemadan çıkarken buruk bir sevinç duydum ve Pi'nin evindeki hoşgörünün bütün evlerde olmasını diledim.

24 Ocak 2013 Perşembe


Tuzun gülü olmasaydın sevmezdim seni
Ya da ateşi metheden karanfillerin oku
Seviyorum seni belirgin, sevgisi gibi karanlık nesnelerin
Gizliden gizliye, gölge ile ruh arasında.

Seviyorum seni çiçek açmayan otlar gibi
Taşır elbet içinde bir şeyler, gizlidir ışığı o çiçeklerin
Şükrederim aşkına, yaşar bedenimde gölgesi
İnceden inceye bir koku tüten toprağın.

Nasıl olduğunu bilmeden seviyorum seni, ne zaman, nerede?
Dolaysız seviyorum seni sorgusuz
Böyle seviyorum seni, bilmeden başka bir davranış

Başka bir yolumuz var mı ki seninle benim
Böyle yakınken göğsümde benim olan ellerin
Böyle yakınken düşümle kapanmış gözlerin.

Pablo Neruda
Doğumu 12 temmuz 1904, ölümü 23 Eylül 1973.
Siyasi duruşu nedeniyle sürgünde  ve bir süre de ülkesinde kaçak olarak yaşamak zorunda kalan, elliden fazla eserin ve Nobel Ödülünün sahibi,  Nazım Hikmet adına Barış Ödülü'nü almış, "O'nun yanında biz şair bile olamayız" diyen Şili'li yazar ve şair.