6 Şubat 2014 Perşembe
18 Ocak 2014 Cumartesi
The House Cafe, İstiklal Caddesi
The House Cafe, tarihi Mısır Apartmanı'nın girişine 2009 yılında açıldı. Mekanda üç yüz kişiye hizmet veriliyor ve mutfağının başında genç, yetenekli, ünlü bir şef var.
Mekanın iç dizaynına, ışıklandırmaya eleştiri getirmek zor, yemekler de lezzetli, kaliteli, sağlıklı, fakat porsiyonlar çok büyük değil ve fiyatlarının çok hesaplı olduğunu söyleyemem. Ama bu güzel mekana sadece kahve içmek için bile uğranabilir. Sıcak yaz günlerinde ise limonatasını tavsiye ederim.
Adres: İstiklal Caddesi, Mısır Apartmanı, No:163, Beyoğlu
5 Ocak 2014 Pazar
Cielo Caffe é Gelato
Cielo Cafe ilk şubesini Beylikdüzü'nde açtı. Cafe Beylikpazarı'nın yanındaki White Corner alışveriş merkezinin altında. Biz pazar günü, damla sakızlı Türk kahvesinin ve kurabiyelerinin tadına baktık. Kurabiyeler gerçekten nefisti. Görevli beyefendiden öğrendiğime göre kurabiyeler, alman bir aşçının elinden çıkıyormuş. Menüde muhteşem dondurmalar vardı, hava soğuk olduğundan cesaret edemedik ama tam kalkıyorduk, organik dondurmalarından da ikram ettiler. Dört çeşit dondurmaya da tam not verdik. Yolunuz Beylikdüzü'ne düşerse ya da yakındaysanız kafeyi öneririm.
İkinci kez gidişimizde havalar ısınmıştı ve kirazlı, portakallı, kayısılı, parça çikolatalı dondurmalarını denedik. Fotoğraflar lezzetlerini yansıtır umarım.
15 Aralık 2013 Pazar
Hobbit- Smaug'un Çorak Toprakları
Serinin ikinci filmi sonunda vizyona girdi ve ben cumartesi günü uzun bir kuyrukta bekledikten sonra izleyebildim. Bilbo Baggins, Gandalf ve cücelerin ikinci macerasını izlemek için sinema tutkunları uzun kuyruklar oluşturmuştu.
İzleyecekleri düşünerek yazımda filmle ilgili ipuçları vermeyeceğim. Film ilkine göre süre olarak daha kısaydı, karakterler oturmuştu. Aksiyon ve mizah dozu seyirciyi memnun edecek dozdaydı. Özellikle Smaug'un olduğu sahneler ve nehir sahnesi oldukça başarılıydı. Peter Jackson filmin ilk dakikalarında sürpriz yaptı yine ;)
İyi bir sinema izleyicisi olarak filmi teknik olarak mükemmel buldum. İkinci sıraya senaryoyu ve yönetmeni koyabilirim. Filmin sonundaki "I see fire" adlı güzel parçayı ayrı yere koyarsam, müzik açısından zayıftı.
Son olarak film hakkında bazı sayısal bilgiler aktarayım. Karakterlerden Beorn'un evi 6 haftada hazırlanmış. Kullanılanlardan bazılarına gelince:
Yüz protezleri için 4 ton silikon
752 adet peruk
263 sakal
Bilbo için 100 den fazla hobbit ayağı
11 bin 862 protez
Smaug'un mağarası için 170 bin altın kaplama para...
Bir sonraki film "There and Back Again" için maalesef bir yıl beklememiz gerekiyor. Bu tarz filmlere ilgi duyanlara Hobbit 2 yi kaçırmayın derim, gidecek olanlara şimdiden iyi seyirler.
7 Aralık 2013 Cumartesi
Fırın İstanbul
Fırın İstanbul, Beylikdüzü Gürpınar'da, altı bin metre karelik kapalı alana sahip tesislerinde, Nisan 2011 den beri üretim yapmakta. İlk şubesini Beylikdüzü'ne açtı, gün geçtikçe şubeleri çoğalıyor. Firma beş yıldızlı otellere de ürün vermekte.
Ürünleri kaliteli ve lezzetli.
Soğuk bir kış gününde mekanda sıcak lezzetler tattık. Farklı zamanlarda tadına baktığımız çilekli puf, ıspanaklı dereotlu börek, patatesli kıymalı börek, tahinli kurabiye, çilekli pasta, Türk kahvesi, hepsi çok lezzetli. Ortam ferah, servis hızlı ve elemanlar ilgiliydi. Hesap olarak da makul bir bedel ödüyorsunuz; ürünleri her zaman taze, temiz, lezzetli.
6 Aralık 2013 Cuma
Söz
Aynada başka güzelsin
Yatakta başka
Aldırma söz olur diye
Tak takıştır
Sür sürüştür
İnadına gel
Muhallebiciye
Söz olurmuş
Olsun
Dostum değil misin
Orhan Veli Kanık
20 Kasım 2013 Çarşamba
Cinayet Saati
Haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
Demirlemişti, eli kolu bağlıydı, ağlıyordu
Dört bıçak çekip, vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Cinayeti kör bir kayıkçı gördü
Ben gördüm, kulaklarım gördü
Vapur kudurdu, kuduz gibi böğürdü
Hiç biriniz orada yoktunuz
On üç damla gözyaşını saydım
Sarhoştum, Kasımpaşa'daydım
Üzerime yüklediler bu işi
Vapuru onlar vurdu, ben vurmadım
Cinayeti kör bir kayıkçı gördü
Attila İlhan (kısaltılmıştır)
Demirlemişti, eli kolu bağlıydı, ağlıyordu
Dört bıçak çekip, vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Cinayeti kör bir kayıkçı gördü
Ben gördüm, kulaklarım gördü
Vapur kudurdu, kuduz gibi böğürdü
Hiç biriniz orada yoktunuz
On üç damla gözyaşını saydım
Sarhoştum, Kasımpaşa'daydım
Üzerime yüklediler bu işi
Vapuru onlar vurdu, ben vurmadım
Cinayeti kör bir kayıkçı gördü
Attila İlhan (kısaltılmıştır)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)