17 Nisan 2013 Çarşamba

Masa Da Masaymış Ha




Adam yaşama sevinci içinde  
Masaya anahtarlarını koydu  
Bakır kaseye çiçekleri koydu  
Sütünü yumurtasını koydu 
 
Pencereden gelen ışığı koydu  
Bisiklet sesini çıkrık sesini  
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu  

Adam masaya  
Aklında olup bitenleri koydu  
Ne yapmak istiyordu hayatta   
İşte onu koydu  
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu  
Adam masaya onları da koydu  
Üç kere üç dokuz ederdi  
Adam koydu masaya dokuzu  

Pencere yanındaydı gökyüzü yanında  
Uzandı masaya sonsuzu koydu  
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür  
Masaya biranın dökülüşünü koydu  
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu  
Tokluğunu açlığını koydu.  
Edip Cansever
(kısaltılmıştır)

13 Nisan 2013 Cumartesi

Emirgan Korusu, Sarıyer


Gazetede 8. İstanbul Lale Festivali'nin açılış haberini okuyunca, hafta sonunu beklemeden, sabahın erken saatlerinde otobüse bindim. Taksim'de arkadaşımla buluşup Emirgan'a doğru yola çıktık. Öğlende koruya vardığımızda, gelmek için hafta içini seçmenin ne kadar doğru bir karar olduğunu gördük. 472 bin metre karelik büyük bir alana sahip koru oldukça kalabalıktı, hafta sonu nasıl olur düşünemiyorum. Korunun bir bölümüne kadar özel aracınızla çıkabiliyorsunuz, otopark ücretleri de fazla değil.


Koru, Emirgan-İstinye arasında bulunuyor, otobüsle gelmeyi düşünenler, Taksim'den Sarıyer yönüne giden otobüsleri kullanıp, Emirgan durağında inerek ulaşabilirler. Ve mutlaka spor rahat bir ayakkabı giymenizi öneririm, çünkü Yıldız Parkı kadar olmasa da dik yokuşları çıkmanız gerekiyor. Bastonuyla yokuşları tırmanan yaşlılar gördüm. Siz de mis gibi Boğaz havasını içinize çekerek bu renk cümbüşünün içine dalabilirsiniz.


Koru  önceleri Feridun Bahçeleri olarak anılıyormuş. 1871-1878 yılları arasında içine üç köşk yapılmış. 1943'te zamanın belediye başkanı Lütfü Kırdar kamulaştırarak halka açmış, şu anda Beltur'un işletiminde, 2006'dan beri her yıl Nisan ayında Lale Festivali düzenlenmekte. Bu yıl 270 değişik türde 14 milyon 420 bin lale soğanının dikildiğini öğrendim. İstanbul'a çok yakışan laleleri, erguvan ağaçlarını, 120 den fazla ağaç türünü, yukarılara çıktıkça daha da fazla görebileceğiniz Boğaz manzarasını izlemek için, ister ailenizle, ister sevgilinizle ya da arkadaşınızla gidebilirsiniz. Ressam İsmail Acar'ın Tulip İstanbul sergisini de 30 Nisan'a kadar görebilirsiniz.


Koru'da  Sarı, Pembe ve Beyaz, üç köşkte de kafe hizmeti bulunuyor. Sarı Köşk'ün önündeki kuğu ve ördeklerin yüzdüğü gölet insanın içini açıyor. Dilerseniz Sarı Köşk'te kahvaltı edebilir, öğleden sonra açık büfesinden faydalanabilirsiniz. Fiyatlar oldukça uygun. Örneğin serpme kahvaltı 17,5 TL, Levrek Izgara 19,5 TL,  Kremalı Sebzeli Badem Çorbası 4,75 TL, pastalar 7,5 TL, Türk Kahvesi 4TL.


Sarı Köşk'ün tavan ve duvarlarındaki , lale, karanfil, gül, yasemin figürlerini, geometrik kompozisyonları, sedef, fildişi, altın, gümüş süslemeleri, dış cephedeki el oymalarını çok beğendim. Sarı ve beyaz kullanılarak, büyük bir kuş evini andıracak şekilde dekore edilmiş.


Üst katında üç oda ve bir salon, altta dört oda, hol ve mutfak, ayrıca bodrum katı bulunuyor. Osmanlı padişahları, şehirdeki pek çok köşk ve kasırda, bazen bir mevsim bazen bir kaç gün kalır ya da yabancı misafirleri ağırlarmış.



Pembe Köşk iki katlı, üç kapısı bulunuyor. Alt kata mutfak, banyo, tuvalet, üst kata salon, beş oda, iki de sandık odası yapılmış.


Emirgan Korusu'nu gezmeden önce, doğrusu bu kadar çeşit ve renkte lale olduğunu bilmiyordum. Korunun içinde bir çiçek satış noktası da bulunuyor, buradan bahçeniz ya da balkonunuz için çeşitli çiçekler satın alabiliyorsunuz. Koruda pek çok yere piknik masaları koyulmuş, çeşmeler ve diğer ihtiyaçlar düşünülmüş. Çocuklar için çocuk parkları ve biraz büyük çocuklar için ilginç bir tırmanma platformu var. Korunun değişik noktalarında, havuz ve göletlerin kenarlarında pek çok bank ve üstü kapalı kamelyalar da bulunuyor. Çevredeki çok sayıda görevli size yardımcı olmaya hazır ve piknik için ayrılmamış çimlere girenleri de sürekli uyarıyorlar.




İnsanın en mutlu olduğu anların, doğanın içindeyken olduğuna inanıyorum. Emirgan Korusu, büyük şehirde yaşamanın nimetlerinden faydalanırken, yüklendiğimiz stresi atmanın en güzel yerlerinden biri.

5 Nisan 2013 Cuma

26 Temmuz, Iron Maiden İstanbul'da



26 Temmuz saat 14:00, yer BJK Stadyumu, Maiden bir yıl aradan sonra yine İstanbul'da! 21 Haziran 2012'de başladıkları tur programı içinde İstanbul da bulunuyor. Tur boyunca 52 şov gerçekleştirip,  Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Avrupa'da yeni eklemeler olmazsa 14 ülke dolaşacaklar.

Sahnedeki 53-60 yaş arasındaki bu genç grupla beraber coşmak, şarkılarına eşlik etmek için gün saymaya başladım bile. Bruce, Steve, Adrian, Dave, Janick ve Nicko ile yeniden buluşmanın heyecanı sardı beni ve sevenlerini. Geçen konserlerinde mekan ufak olduğundan fanların bir kısmı dışarıda kalmıştı, bu sene konserin stadyumda olması bu yüzden sevindirici. Eminim yine bir enerji patlaması yaşanacak ve iki saat boyunca muhteşem bir şov izleyeceğiz.  Set liste baktığımızda 1980- 1993 yılları arasındaki hit parçaları görüyoruz. Merak edenler için konser set listi şöyle:

Intro
Moonchild
Can I play with madness
The prisoner
2 minutes to midnight
Afraid to shoot strangers
The trooper
The number of the beast
Phantom of the opera
Run to the hills
Wasted years
Seventh son of a seventh son
The clairvoyant
Fear of the dark
Iron maiden
Aces high
The evil that men do
Running free

Biletler Biletix'te 110-320 TL arasında satışta.

Konserde görüşürüz!