22 Aralık 2015 Salı

Yeni Yaptığım Kolyelerim ve Diğerleri



Semt pazarından aldığım yeşil boncuklar, malzeme kutumda bulduğum iki akik boncuk ve yıllar önce kapalı çarşıdan aldığım büyük boncukla kolyemi tamamladım.


Semt pazarından aldığım mavi boncuklar, gümüş bir kolye ucu, iki mineli boncuk, aralara bir kaç tane sedefli beyaz kum boncukla kolyemi oluşturdum.


Kırmızı boncuklar, iki koyu kahve akik boncuk, aralara bir kaç tane taşlı aparatı dizdim. Metalden, ortası boş bir kolye ucu aparatım vardı. Etamin üstüne, boşluğu dolduracak büyüklükte, ufak bir motif işledim. Arkaya doğru kıvırarak diktim, daha sonra boşluğa silikon tabancasıyla monte ettim. İlk denemem, ileride daha büyük bir aparata, daha büyük bir motif işlemeyi düşünüyorum. Böylece çok az maliyeti olan üç kolye sahibi oldum.



Evdeki normal bir hediye kutusunu boyadım, evdeki malzemelerle süsledim.......


Kullanmadığım şapkamdan bir ufak sepet yaptım, kenarını keserek çıkardım, nişasta ile sertleştirdim ve süsledim


19 Aralık 2015 Cumartesi

Aralık Ayı Etkinlikleri


Garaj İstanbul... Müzik birleştiricidir temasıyla, pop, rock, reggie, pek çok müzik türü bir aradaydı.


smile ifade simgesi
                                                       Mor ve Ötesi Konseri, Kadıköy....


                                                 Pera Müzesi, Üryan, Çıplak, Nü Sergisi...

11 Aralık 2015 Cuma

Pera Müzesinde Bir Gün



Pera Müzesi bu sene kuruluşunun onuncu yılını kutluyor. Bugün 7 Şubat'a kadar sürecek olan Üryan, Çıplak, Nü Sergisi'ni gezdim.



Müzenin üçüncü katındaki sergide, Osmanlı döneminden Cumhuriyet dönemine, nü resim sanatının gelişimi anlatılıyor. 26 sanatçının yer aldığı sergiye bir karşılaştırmalar sergisi denilebilir.


Başka resimlerini bildiğim ünlü ressamların, nü de çalıştıklarını görmek bilgilendirici bir deneyimdi. Sergideki bazı resimlerin yanında, duvarlardaki bilgilendirici posterleri de paylaşmak istiyorum.















7 Şubat'ta sona erecek sergiyi gezmenizi öneririm. Pera Müzesi Şişhane TRT binasının arkasında, Odakule girişinin yanında; bilet tam 20 TL. telefonu 0212 245 95 12.

6 Aralık 2015 Pazar

Mor ve Ötesi Konseri


1995 yılında kurulan Mor ve Ötesi, günümüze kadar pek çok başarıya imza atmış, protest bir rock grubu. 2002' deki yaklaşık 5 bin kişilik muhteşem İstanbul konserini pek çok kişi hatırlar. Bir Derdim Var şarkısı Antalya Film Festivali'nde Altın Portakal aldı, Dünya Yalan Söylüyor albümü Billboard Dergisi tarafından, son on yılın en iyi rock albümü seçildi. Grup Harun Tekin (vokal, ritm gitar, klavye), Burak Güven, Kerem Özyeğen ve Kerem Kabadayı'dan oluşuyor...


Dün gece konser saatinden önce, yeni yıl süslemelerinin ışıltısı altında, biraz Kadıköy'de dolaştık. Fazla arkalara kalmamak için mekana erken gittik, gruba ilgi tahmin ettiğim gibiydi, mekanda resmen izdiham vardı. Grup pek çok sevilen şarkısını izleyicilerle birlikte söyledi, Araf şarkısına alkışlar, ıslıklar eşlik etti. Mor ve Ötesi'ni canlı olarak izlemekten mutluydum, tek rahatsızlık verici olan aşırı kalabalıktı...

17 Kasım 2015 Salı

Fikret Otyam


Fikret Otyam'ın, yukarıdaki muhteşem tablosuyla İstanbul Kitap Fuarı'nda karşı karşıya gelmek, benim için çok özel anlardan biriydi. Eserlerini hayranlıkla izlediğim ressamların tablolarıyla karşılaşmak, fırça darbelerini yakından görmek, neredeyse boyanın kokusunu almak... Bu anlarda dünyayla bağlantım kesiliyor, sanki bütün sesler kesiliyor, sadece fırçanın tuvalde çıkardığı ses duyuluyor.


Fikret Otyam 2015'in Ağustos ayında, 89 yaşındayken, geride pek çok eser bırakarak aramızdan ayrıldı. Uzun yaşamına ressamlığı, yazarlığı, fotoğrafçılığı sığdıran ender sanatçılardandır. Onun hümanist, her canlıya saygı duyan kişiliği resimlerine yansır. Tuvallerinde iri gözlü, hüzünlü Anadolu kadınlarını, keçileri, atları görürsünüz. Beyaz leke tutkusu hemen göze çarpar ve figürler doğadan kopuk değil, doğanın parçasıdır. Onun bazı resimlerini yakından görme şansım oldu, en yakın zamanda kitaplarından da okumak istiyorum. Bu dünyaya güzel izler bırakan insanlardan biri olan Fikret Otyam'a saygıyla...



15 Kasım 2015 Pazar

Tüyap Kitap Fuarı (2015) 2. bölüm


Fuarın kitap bölümü salonları oldukça kalabalıktı, zaman ilerledikçe kalabalık daha da arttı.


Standlarda yüzde 20, yüzde 30, yüzde 40 indirim yapan, üç kitap 5 TL, beş kitap 5 TL, tanesi 5 TL ya da 10 TL olan yerler vardı ama bu genele yayılmıyordu. Fuara aslında sanat fuarını gezmek için gitme nedenim, daha önceki yıllarda da gördüğüm gibi, istediğim indirimin olmayışıydı. Yıl içinde internetten, daha ucuza kitap alabilmemdi.



Sahaflar bölümü yine sevdiğim bir bölüm oldu. Eski paralar, kitaplar, dergiler, kartlar, afişler, plaklar meraklılarını bekliyordu.





Tema Standından aldığım bio silgi, doğa dostu STEPPEN şirketinin ürünü. Kuruluş doğaya zarar vermeyen ürünler üretiyor, linki: www.steppen.com.tr
Ürünlerine göz atmanızı öneririm.



Fuardan çıkarken, elimdeki torbalarda okunmayı bekleyen on kitabımın olması sevindiriciydi. Metrobüse gitmek üzere, üst geçide çıktığımda yukarıda fotoğraftaki gibi dakikalarca geçitte sıkışıp kaldık, fuara yeni gelenler otoyoldan karşıya geçmeye başladı. Ben aşağı inip geçide baktığımda değişen bir şey yoktu. Bu izdihamı gördüğümde, toplumun bu kadar kitap okumaya meraklı olup olmadığını düşündüm. Sanırım bunda havanın güzel oluşu da etkin olmuştu...

Tüyap Kitap Fuarı (2015) 1. bölüm




Tüyap Kitap Fuarı'na, bu yıl işlerimden dolayı gidemeyecektim, bitmesine iki gün kala boş zaman bulduğumda ani bir kararla gitmeye karar verdim. Evime arabayla on beş dakika uzaklıkta olduğu için, fuara kısa zamanda ulaştım. Kitap bölümünü gezmeden önce Sanat Fuarı'nı gezmeye, yola çıkmadan önce karar vermiştim.


Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz, Fikret Otyam'ın mükemmel eseri de orada sergileniyordu.


                          Bu fotoğraf ta, ünlü sanatçı Nuri İyem'in eserlerinden biri...



Fuarda çok farklı tarzda, farklı malzemelerle çalışılmış eserler sergilenmekteydi...




          Sanat bölümünü gezmeye doyamadım, iki saat nasıl geçti anlayamadım...



Artık kitap bölümüne geçmeliydim. Salonları gezmeye başladım, kalabalıktan yürümek zaman zaman çok zorlaşıyordu. 

(ikinci bölüm bundan sonraki yazımda)


Bulutsuzluk Özlemi Konseri


65 yaşındaki bir adam hala sahnede hakkıyla alkış alıyorsa, bana kimse İron Maiden konserinde ne işin var demesin :) Bulutsuzluk Özlemi 1986'da Türkçe rock yapmak için kurulduğunda, Türkçe rock mı olur diye pek çok kişi gülmüştü. Ama grup hem onu başardı, hem yıllar boyunca pek çok ilke imza atarak,  çizgisinden, savunduklarından ödün vermeyerek bu günlere kadar geldi. Vokal ve ritm gitar Nejat Yavaşoğulları Güzel Sanatlar mimarlık bölümü mezunu , mimarlığını müzik kariyeriyle birlikte sürdürüyor. Sina Koloğlu, Akın Edes, Deniz Demiröz ve Gencay Kaymaz, hepsi bize çok güzel bir müzik ziyafeti çektiler. Aylin Aslım'dan sonra geç saatte sahne aldılar ama sahneleri umduğumdan çok çok iyiydi. Özgürlük, çevre, toplumsal olaylar hakkındaki şarkılarına eşlik edilmesi onlar adına çok mutluluk verici olsa gerek. Yaşamaya Mecbursun, Sözlerimi Geri Alamam gibi hemen hemen bütün sevilen parçalarını söylediler. Sahneye ilk başlarda uzakken, izin istediğimde önlere kadar gitmemizi sağlayan gençler, sizi seviyorum :)
Dorock XL, 15 Temmuz'da açıldı, İstanbul'un en büyük, kapalı canlı müzik dinlenecek mekanlarından biri. İki bin metrekarelik alan, Stage, Cafe ve Baze bölümlerinden oluşuyor, içecek fiyatları hakkında fikir vermesi açısından bir mojitonun 25 TL olduğunu ve lavabolarının fotoğraftaki gibi ilginç (araba lastiği) olduğunu da söyleyeyim. :)
İstanbul trafiği yine canımızı sıksa da, Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçip eve geri dönmek saatlerimizi alsa da, girişte bileklerimize Dorock XL damgası  vurulması hoşuma gitmese de, değdi doğrusu.

https://youtu.be/woR_tdkAi5s

8 Kasım 2015 Pazar

Kasım Ayı Etkinlikler-2



Kültür merkezimizde düzenlenen Enver Aysever'le Aykırı Sorular'ın konuğu, Uruguay devlet başkanı Jose Mujica idi. Mujica bütün sorulara içtenlikle cevap verdi, dünya siyaseti, sosyalizm, demokrasi üzerine konuştu. 12 bin dolar maaşının yüzde doksanını hayır kurumlarına bağışlayan Mujica, hoşgörü kültürünün öneminden söz etti. 78 yaşındaki Jose Mujica polis tarafından altı kez vurulmuş, 14 yıl askeri hapishanede izole edilerek tutuklu kalmış. İşkence gördüğü hapishaneyi kapatıp yerine sağlık merkezi yapmış. İzlenimlerime dayanarak, kendisinin son derece zeki, bilgili, hazır cevap biri olduğunu söyleyebilirim. Konuşması sırasında pek çok güzel, anlamlı cümle kurdu. Bir kaç tanesini sizlerle de paylaşmak isterim:

-Korkmayın, umut etmeyi bırakmayın ve hayatın tadını çıkarın
-Başkasının hakimi olmak kolay, kendinin hakimi olmak zordur
-Che guevara'lar her zaman çıkacaktır
-Bölünürseniz kaybedersiniz
-Asıl özgürlük, yaşamak için kazandığın zamandır
-Pahalı hayatı seçenler yoksulluk çeker
-Gençler bizim hatalarımızı yapmayın, yapacaksanız kendi hatalarınızı yapın...

Belediye başkanımızın dediği gibi, Mujica birleştirici ve hoşgörülü kimliğiyle büyük bir adam ve onu ağırlamak gurur vericiydi.

                                                                    ******************

Blues ve Yeni Bond Filmi Üzerine


Blues, kökleri Afrika'ya uzanan, dört yüz yıllık bir müzik. Köle ticareti başladığında, tarlalarda kötü şartlarda çalışan, kötü şartlarda yaşayan zenciler, müziklerini kıtalarının dışına taşıyor. Bu müziğin içinde mükemmel bir ritm, hüzün, umut, özgürlük özlemi var. Şu an blues farklı müziklerle harmanlandıysa da, kökleri hala sağlam. Bu müziği usta birinden ya da bir topluluktan dinlemek bana her zaman keyif veriyor. Ritme alkışınızla eşlik etmek de bir o kadar mutluluk vericidir.

...........................................................................................................................................


Yeni Bond filmi Spectre'yi büyük beklentiyle izlemedim. İzlemeden önce eleştirileri okudum, ama izledikten sonra bazılarını haksız buldum. İlk olarak giriş bölümünü çok beğendim (Meksika, ölüler bayramı). Daniel Craig'in oyunculuğunun eleştirisine gelince, bence senaryo ve yönetmen ne diyorsa onu yapmış. Evet serinin en iyi filmi değildi, fazla karanlıktı ama örneğin Christoph Waltz'ın oyunculuğu alkışı hakediyordu ve aksiyonu bol bir filmdi. Son olarak Monica Belluci hayranlarını uyarayım ki hayal kırıklığı olmasın, oyuncunun filmde çok kısa bir rolü var.