13 Temmuz 2012 Cuma

Mavi Çimenler

İlkokul üçüncü sınıftaydım. Öğretmen resim dersinde klasik konulardan birini çizmemizi istedi. Uzakta bir ev, dağlar, bulut, güneş, daha yakında bir dere... Diğer arkadaşlarımdan farklı olarak gökyüzünü yeşil, çimenleri mavi boyadım. Öğretmen resimlere sırayla bakarak benim resmime kadar geldi. Yüzünde önce bir şaşkınlık oluştu, sonraysa o şaşkınlık kızgınlığa dönüştü. "Bu nasıl resim? Mavi çimen mi olur, yeniden yap." dedi. Sonra aramızdaki diyalog:

- Ben mavi çizmek istedim öğretmenim.
- Hayır, mavi çimen olmaz. Yeniden yaparsan sergi tahtasına asar, beş veririm. Yoksa bir alırsın.
- ...
- Öyleyse bir!

Bazı çocuklar öyle bir tecrübeden sonra resim yapmaktan soğurdu. Ben soğumadım, daha çok bilendim. Her zaman güzel sonuçlar doğurmayabilir ama biri bana yapamazsın dediğinde özgürlük ormanıma balta girmiş gibi hissediyorum.


Ve hep çizdim, çiziyorum. Resim çizmek bana hep iyi geldi. Onları satmayı, hele ısmarlama resim yapmayı hiç düşünmedim. Belki işin içine para girseydi çizmek beni bu kadar mutlu etmeyecekti. Zaman zaman değişik konulara ilgi duyuyorum ve deniyorum ama resim hayatımda hep olacak. Daha iyi çizmek için çalışıyor olacağım ve hiç vazgeçmeyeceğim.

Hiç yorum yok: