8 Ekim 2013 Salı

Gap Turu Kahramanmaraş


Sabah kahvaltı sonrası yine düştük yollara, bu kez istikamet Kahramanmaraş, dondurma yemeğe Yaşar Pastaneleri'ne gidiyoruz. Sabahın bu saatinde dondurma yemek önce garip gelse de, tahmin edebileceğiniz gibi dondurma o kadar lezzetliydi ki, bu dondurma günün her saatinde yenebilir dedim.



Bazı arkadaşlar baklavanın da tadına baktılar ve tam not verdiler. Rehberimiz bir saatlik serbest zamanımız olduğunu, çarşıyı gezebileceğimizi söyledi, otobüsten inip Maraş'ın sokaklarına dağıldık. Yolumun üstünde Maraş çöreği satan bir dükkan vardı, hem tadına baktım hem fotoğrafladım. Yolda bir hanımdan kapalıçarşının yerini öğrendim, beş dakika sonra oradaydım. Bakır eşya satanla kuyumcu, baharatçıyla yün satan yanyanaydı.




Hele aşağıdaki fotoğraftaki dükkanı görünce gözlerim kamaştı, kırmızıyı severim ama... neyse




İstiklal Madalyası sahibi tek şehir olan Kahramanmaraş'ın çarşısını çabuk adımlarla bitirdim, daha otobüs saatine vardı. Sola döndüm bakırcılar çıktı karşıma, sonra tekrar sola döndüm sonra sağa, o semerci birden karşıma çıktı. Böyle bir sürprizi hiç beklemiyordum. Fotoğraf için izin istedim.



Bir kaç kare çekip, sokakta biraz daha ilerledim. Arkamdan bir ses "nerden geliyosun" döndüm, ayakkabı tamir eden yaşlı bir amca, 91 yaşında olduğunu söyledi, fotoğrafınızı çekebilir miyim dedim, "otur çay söyliyim" dedi. Kullandığı aletlerin adını söylerken çayım geldi. Otobüs saati dedim, teşekkür ettim kalktım.



Kulağıma gelen sesleri takip ederek, demircileri, bakır kalaylayanları buldum. Köşede fotoğrafımı çek diye bekleyen birini de.





Sonunda anladım ki kayboldum. İlk gördüğüm kişiye Yaşar Pastaneleri'ni sordum, neyse ki çok uzakta değildim. Otobüse binip çektiklerime bakarken, şehrin bana yaptığı güzel sürprizi düşünüyordum.




Hiç yorum yok: