11 Nisan 2016 Pazartesi

İspanya Gezisi (1)




Farklı yaşamları, kültürleri gördükçe, kalıplaşmış düşüncelerden sıyrılırız. Ekim ayında erken rezervasyon yaptırdığım İspanya gezisi için bütün hazırlıkları tamamlamış olarak, 2 Nisan'da İspanya'ya doğru yola çıktım. Kuzeyden güneye, sonra tekrar kuzeye doğru uzun bir rota izleyecektik.


İspanya 17 özerk bölgeden oluşuyor. Yolculuk rotamızda sırasıyla Madrid (Madrid bölgesi), Toledo (Kastilya bölgesi), Cordoba, Sevilla ve Granada ( Endülüs bölgesi), Valencia(Valencia bölgesi), Barcelona ve Girona (Katalonya bölgesi) vardı.


                                                         Kaptanımız Juan (Huan)

Uçağımız Madrid'e doğru alçalmaya başladığında kilometrelerce uzanan tarlaları, rüzgar güllerini, santralları görmeye başladık...


İspanya tarihi, savaşlar, krallar, diktatörler, öldürülen sanatçılar, engizisyon, Amerikanın keşfi, altın nedeniyle yerlilere yapılanlar gibi, iniş çıkışlarla dolu. 1936-1939 yılları arasındaki iç savaşta 500 binden fazla insan ölmüş. Franco diktatörlüğü sırasında da ülke çok acılar çekmiş. Onun ölümünden sonra, üç yıl içinde ülke çok sesli bir demokrasiye geçmeyi başarmış.


Dünyada 500 milyon insan ispanyolca konuşuyor, 21 ülkenin resmi dili de ispanyolca. İspanyollar sıcakkanlı, ingilizce bilen kişi sayısı çok az ama size her zaman yardımcı oluyorlar, hola: merhaba (ola okunuyor) demeniz yeterli.
Ekonomik kriz içindeler, işsizlik ciddi boyutlarda ama meydanlar, cafeler hareketli.


Hırsızlık maalesef büyük sorun, o nedenle dikkatli olmalısınız. Yanınızda pasaportunuzun fotokopisini bulundurmanızı, telefonunuzu masaya koymamanızı, çantanızı sandalyenize asmamanızı, eşyalarınızdan gözünüzü ayırmamanızı öneririm. Grubumuz herhangi bir hırsızlık vakası yaşamadı ama hep dikkatliydik.
Şehirde gezecekseniz, yanınızda bir şehir, otobüs ve metro haritası bulundurmanız iyi olacaktır. Metro için otomatlardan bilet alabilirsiniz.

Gezerken size yardımcı olacak bir kaç kelime yazmam gerekirse:

Buenos dias: Günaydın (kısaca bondia diyorlar)
Hola: Merhaba (ola)
Adios: Güle güle, hoşçakal
Gracias: Teşekkür ederim
Por favor: Lütfen
Si, No: Evet, Hayır
De nada: Bir şey değil
Calle: Cadde
Plaza: Meydan
Palacio: Saray
Mercado: Pazar yeri
Puerto: Mimari kapı
Fuente: Çeşme, havuz


Tarihi bölgelerdeki duvarlarda bulunan seramik sokak tabelalarını çok beğendim...

Büyük mağazalar pazar günü dışında 10:00-19:00 arası açık, ufak dükkanlar ise 13:00-15:30 arası siesta yapıp kapatıyorlar, daha çok para kazanayım diye bir hırsları yok sanırım :)
Ülkenin büyük kısmı 900 metre yükseklikteki yaylalarla kaplı. Bahar nedeniyle yolculuğumuz boyunca, bir güneş açtı, bir yağmur yağdı.


İspanya'nın nüfusu 40 milyon kadar, 2015 yılında gelen turist sayısı ise 70 milyon.
Askerlik zorunlu değil, profesyonel bir ordu bulunuyor. Üniversiteye girmek sorunu yok, hemen her genç kendine yer buluyor. Göz, ortopedi, kulak.burun.boğaz doktorluğunda başarılılar. İktidar değişse de sistem değişmiyor...
İspanya ile ilgili aklıma gelen genel bilgiler böyle, bundan sonraki yazıma, yolculuğumuzun ilk durağı Madrid ile devam edeceğim, görüşmek üzere...






Hiç yorum yok: